Salı, Mart 27, 2007



"insanın içini karartan", "karamsar" gibi sıfatlara maruz kalmak...
"gerzek polly anna"vari sırt okşamalara, "diğer taraftan bakmak" yönteminin işe yaradığı "inancına" sahiplerin pembe-beyaz öğütlerine, kısmi hisseden-kısmi düşünen-kısmi algılayan-kısmi anlamlandırabilen'lerin aslında görmeye-bilmeye korkar halde -oysa ki ne de meraklıdırlar- her an "kaçmaya" hazır tavırlarına...
maruz kalmak...
oysa ki, tanıklıktır
tanık olmaktır
hayat, aslında aynalardan geçmek, değil midir?
bir tirad. "...
kaldırın tüm aynaları
kaldırın gerçeğine bulaşamamış tüm suratlarınızı
acıların bile yaşanırlılığına karşı duvarladığınız korunaklılığınızı
ne kadar da oynak aslında zemininiz... cam fanuslar tokuştuğunda kırılacaklar, farkındasınız.
ey,
ezikliğini de, eksikliğini de dillendirmeye korkan, dillendirenden kaçan...
en son ne zaman baktın, duvarındaki aynana...?"

Hiç yorum yok: