Salı, Mart 27, 2007

bir köşe yazısı üzerine...




...'li bir annenin işkencedeki oğlu için yazdığı şiiri okuyor. "Cesedini istiyorum Oğlum" diyor anne, "çünkü ancak o zaman emin olacağım acılarının bittiğine."






kısa bir "kendini yerine koyup, hissetmeye çalışma" anını bile "itelemeye, ötelemeye" çalışırken, bizler... o kısacık an' bile dayanılmaz oluyorken...


zamanla körleşmeye çalıştığımızı farkettiğimizde, bizler, sıradanlaştırdığımızda artık, körleşmişizdir artık...




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Uzun bir güzergâhın anayolunu belirlemek çok zor olsa da: İoakim ve Andronikos'la (Uzun Sürmüş....), Bilge Karasu'nun 14.07.1995 de kaybıyla başlandığı açık bu bâb-lara.

Sesin kendini bulması sırasında, İsa'nın son günleri, Virgina'dan mektuplar gibi birkaç zayıf ses ünlemeye çalışmış "durak"ta. Gidilecek bir yön olduğunu bilerek "dur"arak.

"Giden"in -Belki de Filistin- ardından düşen tohum kendini uzun süre bekletmiş içerde kendini. Aylar sonra rayına girilecek ana-hat burdan harlanıyor olsa gerek. Schubert'e bir dip not.

Ana yol 24.12.2005 tarihli postla bulmuş gibi pusulasını. Sonrası, ondan sonrası, pusulanın çıldırtıcı yönlere uzandığı sonrasız bir kıyamet habercisi gibi.
Bunca uzun süre diye soruyorum kendi kendime, "kor"u bunca uzun sürmüş bir yangını elinde tutabilir mi insan? Dahası içine girip soyunabilir mi?

selam,

M.S.