Cumartesi, Şubat 02, 2008

yüzleş(eme)me









hey Haneke!
amy'i dinle... kendi, dünyayla bağlantı cümlelerini p.m.'den oku, tuvalette dizine koyduğun ekranında... kendi dünyanla bağlantı cümlelerini tut'ma... bırak gitsin, arşivlerde geri dönme şansın var olduğu sürece... arşivler sadece yanabilir, ama birileri bir yerlerde mutlaka tutmuştur, iki görüntüyü, kaset çalarlar kalmasa bile sakla dinlediklerini... oysa hayat, hayat'ın tutulmuyor... gidiyor... nasıl hissettin Beny'i? anne ve babası seninkiler miydi?
ulaştığın yerde, dahasını isterken, eldekilerini nasıl da korursun... eldekilerin... iki-üç vietnam meşesinden vietnamlı ellerin rendelediği mobilyaların... dükkanlara daha büyük ekranlarını gördüğünde takılan gözlerin... o sırada Congo'dan haberleri sunuyorsa ara-haber bülteni, hangisine bakıyorsun?
aslında hiç olmamış, hep koruduğunu sandığınla yüzleşeyazdığında birikimlerini düşün... vardır Congo'da bir tatil mekanı... tehlikeli olsa da git, kurtarır mutlaka avusturya konsolosluğu...
formaldehit gazların yayıldığı kasabada seyirciyken, içini dağlardı seyirciliğin... artık bakmıyorsun resimlere... elma iki parça değil, artığı kalırsa eğer uzatırsın... uzatır mısın?

Hiç yorum yok: