Cuma, Nisan 02, 1999

everything had gone to its pattern



her şey tekrar kendi doğrultusuna döndü, geçmişin bırakılamayacaklığının ucunda bekleyip duruyor... italyan sokağında toz boyalı sarı evlerin duvarında başka bir dilden yazılan bir yazı... ydı senin yazdığın, kendi dilimdendi benimki de, yanımdaydın, ve bilmediğim bir yerden geldin, hem yağmurluydu hem değildi, ne olduğunu bilmiyordum... havaya bakmak aklıma bile gelmiyordu, sen başka bir ülkenin insanıydın, senin çocukluğunun geçtiği toprakların rengi daha sarıydı, daha güneşliydin sen, daha kanlıydı senin şehirlerin, bomba seslerinin geceleri geldiğini uyuyamadığını korktuğunu annenin yanına kaçtığını yine uyuyamadığını söylemiştin, benim korkum babamın bir daha gelmeyecek olmasıyken, ..
benim haberim yoktu, bir zamanlar günlük gazetelerde bugün ölenler sütunlarının dolup taştığını, o zamanlar, ben bir yerlerde yaşarken, aynı dili konuştuğum insanların birbirlerini kahvehanelerde tararlarken, .. sınır kentine büyük kentlerin haberleri bir sonraki gün geliyordu, şapkalı güçlülerin meydanlara çıkmalarına sevinmiştim, söylendiğinden...
sonra o yolculuğa çıktık, kulağımızda, o başka ülkenin ağıtlarını dinlerken sen ne anlama geldiğini söylüyordun yine başka ama ortak dilde... deniz geçitlerinin ortasında ayaklarımızı saldığımızda sen yine bilmediğim bir başka dilin yazılarını aktarıyordun ortak dilimizle, .. kararmaya başladığında gün, ikimizde cesaretlenmiştik, karanlığa atlamıştık...

Hiç yorum yok: