önce, hayatlarında hiç "ölü" görmemiş, bomba ve silah seslerini sadece filmlerden duymuş, gözyaşları istediklerine hemen ulaşamadıklarında akan dünyanın diğer çocuklarından ne farkları var, diye gördüm bu çocukların gözlerini...
filistin'de yaşıyorlar
dikkatlice bakınca farkı gördüm...
iki, üç yaşlarında annesi tarafından karanlık odalara saatlerce kapatılan kızı hartırladım,
dört yaşına geldiğinde babaannesi bakmaya başlamıştı,
en ufak bir ses yükselişinde, önce korkuyor, sonra hemen çocuksu sevimliliğini arıyordu,
gülüyordu, kendisini zorlayarak,
ama o korkunun hemen ardından gelen gülüş...
bu gülüşlerde de benzer bir şey var... çocuk tebessümünün ya da kahkahasının süreksizliği, farklılaştırıyor çocuğu/çocuksuluğu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder