yitip gitmekti, yitmeye dairdi, son yazılar...
yittim ve de gittim...
"pencerenin kenarından görülebilen bir ağaç dalının üzerindeki gün aydınlığı bile, yaşamanın güzelliğini, yaşıyor olmanın yüceliğini vurup duruyor yüzüme"
bir dünyanın bir başka yerindeki bir kıymığın ele battığındaki acıyı bile paylaşma isteği değil artık bu... süreklilendirmek... gerek yok artık buna... vicdan' saf'laşmanın önüne geçip orda yer ediyor,
nice yüce seslendiricilere, vuruculara, görüntüleyicilere rağmen ve hatta din'lere rağmen
sürüyor işte
tanık olmaktan çıkıp, gidişlere çözüm veren olamadıktan sonra, sürekli tanıklığın anlamı yok ki...
"yaşam, görebilinen kıyı köşelerinden göz kırpıp dururken...."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder