Pazar, Mart 26, 2000

V. Geldi ve alnından optü




V.
beşinci gün

geldi ve alnindan öptü

O daha sözünü bitirmeden, On Ikiler'den biri olan Yahuda geldi. Yaninda

kiliçlarla, sopalarla silahlanmis büyük bir topluluk vardi. Bunlari
basrahiplerle halkin Ihtiyarlari göndermisti. Isa'yi ele veren, onlara bir
isaret vererek " Kimi öpersem aradiginiz O'dur " dedi, "O'nu tutuklayin"

Yahuda hiç duraksamaksizin Isa'nin yanina gitti.
"Selam, ey Rabbi"
sözleriyle özlem çekercesine O'nu öptü. ...

Isa'yi ele veren Yahuda, O'nun yargi giydigini duyunca pisman oldu, kendini asti.

Cumartesi, Mart 25, 2000

II. Matta26:14-16

II.
ikinci gün

Seytan On Ikiler'den biri olan Iskariyot adli Yahuda'ya girdi.
Yahuda gitti ve
basrahiplerle ve tapinak görevlileriyle Isa'yi nasil onlarin eline verecegini
görüstü. Onlar da sevinerek, kendisine para vermek için anlastilar. Yahuda
kabul etti. Toplulugun ortalikta olmadigi bir sirada Isa'yi ele vermek için
elverisli ortami kollamaya basladi.




pek çok iz var,
pek çok animsatici
çekip gitmeni istemedigimi söyledim kendime kerelerce
çekip gitmemi istemedigimi söyledim kendime kerelerce
pek çok dokunus var,
pek çok animsatici
ama o günlerde, o acinin ardindan
günes kararacak
ay isigini vermeyecek
yildizlar gökyüzünden düsecek
göklerin güçleri sarsilacak
sonra
insanoglu'nun sinirsiz güçle ve yücelikle bulutlarda geldigini görecekler
bunun ardindan melekleri salacak
melekler seçilmislerini yedi iklim dört bucaktan
yerin bir ucundan gögün öbür ucuna varincaya dek toplayacak...

Cuma, Mart 24, 2000

I. Son yemek



Yehuda, İsa’yı ele veren havarisi.

Çarmıha gerilişinin bir önceki akşamında on iki havari ile birlikte yediği yemeği, İsa’nın, Son Yemek’i…

… derler ki, Yehuda haindir. Anlaşmıştır, İsa hangisi ise, yemekte yanına giderek alnından öpecektir. İsa yakalanacak ve çarmıha gerilecektir.

Hemen o anda, O daha sözünü bitirmeden, On İkiler’den biri olan Yehuda oraya geldi. Yanında kılıçlarla, sopalarla silahlanmış bir topluluk vardı. Bunları başrahipler, dinsel yorumcular ve İhtiyarlar göndermişti. İsa’yı ele veren, onlara bir işaret vererek, “Kimi öpersem, aradığınız O’dur”, dedi. “O’nu tutuklayın ve güvenlik altına alıp götürün.”

Yehuda oraya varır varmaz hiç duraksamadan İsa’nın yanına gitti. “Ya Rabbi!” diyerek özlem çekercesine O’nu öptü.


Alnından öptü
Kollarından asılışını, günlerce kalışını gördü
Kurağın ve suyun karşıtlığına acındı,
Dokunuşunun diğerinin ölümü olacağını biliyordu,
Üzerine toprak dökülürken “ben hangimiz, gömülen hangimiz” diye sordu
Soğuk, keskin çeliği bacaklarının arasına deşirdi, yukarıya göğsüne yükseltti,
Kanın ve suyun birliğine bağırdı.

… derler ki, Yehuda hain değildir:

İsa’yı sevdiği, kıskandığı, kendi artı onbir kişiyle paylaşmağa yanaşmadığı, onu, kendini aşan, onbir kişiyi ve İsa’yı da aşan bir düşe bırakmağa razı gelmediği, ele verişinin onu öldüreceğini bildiği için öperek ele vermişti. Öpmekten başka bir şey düşünmediği, ölümün, açıldığını bilmediği eşiğinde duran İsa’yı uğurlarken kavurucu sevgisini başka hiçbir şeye güvenemediği, yükleyemediği, kurban edemediği için öpmüştü. Ama öptüğü günün gecesinde gırtlağını soluksuzluğun sonsuzluğuna bağladığı zaman, İsa’nın öleceğinden emindi. Aşkın küçüklüğünden, cılızlığından başka bir köşesine tutunamamış, yakamozunu kendine göksel bir besin bellemişti. Güvenememişti kendine güvenene; kıskanmıştı onu, ötekini kıskandığı gibi. Öteki yani,